Sağım yeşil benim, karsımda ucsuz bucaksız mavi.
Güneş, az oldu doğalı. Maviyle az önce öpüştüler.
Günüm sensin, az önce aydınlattın sehrimi.
Şimdi sen aydınlıksın,
şehrimi aydınlatan güneşsin.
Bense maviyim, mavide senim.
Bekleyen maviyim. Sevdasıyla sevdasını bekleyen masmavi.
Gelişine ümitler bağlamıs bi mavi.
Bi çocuk gibi hırçın.
Yüreğindeki ATEŞİN dalgalarıyla savasan bi mavi.
Benim solum yeşil.
Ben ucsuz bucaksız masmaviyim.
Yokluğunda çıldırıp kendi dalgalarında boğulanım ben.
Gelişini sevdamın hırcınlığığla bekliyorum.
Yanımdan usulca süzüleceğin an,
işte ben o anı bekliyorum.
Bu mavi ki uzakdaki aydınlığa hasret.
Gelecek inanıyor, kavusacak.
Korkuyor.
Gelmezse uzakda ki sevdası, güneşi.
Doğmazsa sabahlarına.
Gelmezse!...
İşte düğümlendi gene duygular,
Kilitlendi gene dudaklarım,
kalemim yazmıyor,
bitti cümleler şu anda. Ya da ben toparlayamıyorum!...
Gelme, ben beklerim. Sen gelme.
Karanlığa mahkum, Güneşimi beklerim ben.
Ama şimdi seni seveyim izin ver,
Sonra söz yokluğunu sevicem.
Geleceksin biliyorum,hadi çık gel mucizem.
Mavi boğuluyor. Yoruldu artık...
Yokluğun karanlık ve yolunu bulamıyor.
Dalgalarını nereye savurduğunu bilmiyor...
Gel güneşim, Gel mucizem...
Bu karanlık beni boğmadan,
hırcın sevdamın deli dalgalarında boğulmadan gel.
Sevdanı sevdama kavustur.
Sar yüreğini yüreğime...
Sadece Bir kez gel! Sonra gene gidersin.
İşte ben o zaman yokluğunu severim.