Çok zamansız zamanlardan geçtim Samanı mayalanmadan saklanmış zamanlardan. Beni tanırsın sen! Vaatlerin yanar döner hiçliğini, Dağları ateşe veren arzuların kalleşliğini, Masumiyetin can yakan dönekliğin bilmişliğim de Aynı zamanlardan… Çocukluğumdan da uzak şimdi Sevdaya hasretliğim Aşkta kaybetmeyi marifet bilmişim Ve yüreğimin limanına sokulan her kadını Seve seve kaybetmişim. Ben bana gelene değilde Nedense hep benden geçene yeltendim Bir yanım günaha Bir yanım acıya öykünürdü Aklıma hep düşende Düşünüm gül yüzüydü… Beni tanırsın sen! Acının tadını sigarayla sevdim Sigarasız acılar çekemedim İçinde yar olmayan şarkıları ezberlemedim ‘Sigaramın dumanı, yoktur yarin imanı’ Bütün hüzzam sözleri sanki ben besteledim. Ud oldum, kanun oldum Sadece ve ancak tellerime vuruldukça inledim Unutamadığım en güzel şarkıydı keza Bana ağladığın efkarlı sesin… Bak gülüm! Sen bilirsin Mardin’de unuttuğum gençliğim Mardin’de yandığım cehennemim Gözünü sevdiğim, gamlı yarim Mardin’in yasında son nefesim Beni tanırsın sen! Küfür ederken de utanmadım Ciğerlerimi patlatıp ağlarken de Bir, seni seviyorum derken kızarırdı cemalim Hala da içimden sevmeyi tercih ederim. Beni bilirsin sen! Ne param kaldı ne anam kaldı yitirmediğim Hep söylerim, benim kaybetmişliğim doğuştan Ne dostlarım, ne şen mahalle Sadece biri vardı mazide Bileceksin adını sende Bilecek adını herkes İnan hiç kimse değil Bir o kaldı geçmişin içinde 24 yıl yaslı Mardin’e uğramadım Ayrılıkların anasını belledim Adam gibi bir ayrılık daha görmedim. Çok zamansız zamanlardan geçtim Samanı mayalanmadan saklanmış zamanları bildim Yangınım aşkların anasını satmışlığımdı benim Bak gülüm! İnanma sakın! ! Zaman her derde derman değil İçinden zaman geçmeyen yaralar var Zamanın uğramadığı diyarlar.